Bu dünyâ, bir pazardır, bu pazar bir saat sonra dağılır, karanlık basınca herkes evine döner, kimse kalmaz. Çalışkan olun. Bu pazarda işe yaramayan şeyleri almayın, kimseye faydası dokunmayan şeyleri de satmayın. Yalnız bugünü düşünmeyin, yarını da düşünün. Belki bugün, size iyi gözükür ama yarın ne olur, biraz da onu düşünün. Âhiret pazarında geçer akçe olacak şeyleri arayın. Âhiret âleminin geçerli akçesi, Hakk'ı tevhîd etmek ve Hakk rızâsı için sâlih ameller yapmakdır. Ne yazık ki aranızda bunları yapan çok azdır.Muzaffer Efendi Hazretleri buyururlardı ki :
Aklı olan insan, İblîs'e ve nefsinin hevâsına değil, Allah'ın emirlerine uyar. Bir şey yapacağı vakit, yapacağı işin ind-i ilâhîde makbûl mü yoksa merdûd mu olacağını düşünür. Yani "Bu yapacağım işden dolayı Allah'ı gücendirir miyim, Resûlullah'ı kırar mıyım? Yoksa iltifat-ı ilâhiyyeye nail mi olurum?" diye tefekkür eder. Böyle yapmayan kişinin hâli, şu adamın hâline benzer :
Bir adam, karanlıkda pazara çıkıyor. Satıcılar arasında da bir çok hîlekârlar, madrabazlar var. Adam, bir tezgahın önüne geliyor, parayı veriyor ve ne verirlerse çuvalına dolduruyor. Yani ne aldığına hiç dikkat etmiyor. Bir çok tezgahdan bu şekilde alışveriş yapdıkdan sonra evine geliyor ve pazarda doldurduğu çuvalı boşaltıyor. Bir de bakıyor ki, kumaş diye paçavra almış, bal diye katran vermişler, et diye aldığı şey ise et değil cîfe. Bu adam verdiği paranın hebâ olmasına mı yansın, yoksa aldıklarının hiç bir işine yaramamasına mı! İşte ömrünü gafletle ve nefsinin hevâsına tâbi' olarak geçirenler, yarın âhiretde tıpkı böyle husrâna uğrayacaklardır.
Bu dünyânın meseli bir ulu şâra benzer
Velî bizim ömrümüz bir tîz bâzâra benzer
Her kim bu şâra geldi bir lahza karâr kıldı
Gerü dönüp gitmeği gelmez sefere benzer
Bu şârın evvel tadı şehd ü şekerden şîrîn
Âhir acısını gör şu zehr-i mâra benzer
0 yorum:
Yorum Gönder