1 Mayıs 2008 Perşembe

Allah neden cehennemle korkutuyor. Haşa kullarına dehşet mi saçıyor?

Dünya öyle yaratılmıştır ki; iyilik var olmak için kötüye, aydınlık da doğmak için karanlığa muhtaçdır. Hepsinin yaratılışında bir güzellik vardır ve gereklidir. Herşeyden üstün ve herşeyi bilen Allah ezelde kainatı böyle bir sistemde meydana getirmeyi takdir etmiştir. Allah’ın tüm kainatın şahit olduğu bu yüceliğine rağmen kusurunu aramak insan için ancak gaflettir. Meydana gelen her olay; olması en uygun ve güzel olan olaydır. Aksini düşünmek bizlerin Allah’tan daha üstün bir sistem üreticisi olduğunu iddia etmek, daha iyi düşünüdüğünü savunmak anlamına gelir ki bu çok büyük bir şirktir. Şeytan ve nefis insanı kaderini beğendirmeyerek, kendisine verilenlerden şikayet ettirip hayatta kusur buldurarak farkında olmadan Allah’a yetersizlik isnat etmiş olur haşa. Der ki insanlar, “ kahpe kader, kahpe dünya, nankör felek, bitmiş hayat, zalim dünya vs…” bu sözler hep sistemin sahibine karşı şikayettir. Nefsimize kötü gelen her olay; kendi ellerimizle yapıp ettiklerimiz yüzündendir. Ayrıca bize zor gibi görünen bir olay bir sıkıntı çok büyük bir iyiliğin gelmesinin nedeni olabilir. Bu konulara ilerde daha ayrıntılı değineceğiz.

Cehenneme gelince ve dünyada ki toplu yada kişisel felaketlere;

Varsayalım ki sizin canınızdan çok sevdiğiniz küçük evladınızı birileri kaçırdı ve ciddiyetlerini göstermek için kolunu kesip bahçenize attı çok fidye istemek için. Aradan uzun zaman geçti büyük acılar çektiniz ama sonunda polisler onları yakaladı ve adalete teslim etti. Dava günü geldi ve hakim sandalyesine oturup dev tokmağını adalet zamanı diyerek vurdu. Herkes kendi bakış açısından olayı anlattı ve hakim sonunda dedi ki;

- Kararımı açıklıyorum, taraflar dinlendi. Sizler fidyeciler, çok büyük kötülük yapmışsınız. Ama ben merhametlilerin en merhametlisiyim. Ben kimseye ceza veremem. Haydi sizi affettim gidin cennete her ne dilerseniz sizin olsun,

Siz isyan eder ve “bu nasıl adalet, bu nasıl merhamet” dersiniz. Eğer bir güç sahibi bir yönetici, zulumu görmezlikten gelip karşılıksız bırakıyorsa o zalimin ta kendisi olmaz mı?


Öyleyse cehennemde en az cennet kadar gerekli. Bu kusursuz gökyüzü ve kainatın muhteşem bir akılla, bilgelikle ve merhametle yürüyen sistemi yanında cehennemsiz ve cennetsiz bir insanlık sonu öyle trajikomiktir ki. Bu denli üstün sistem yaratan yaratıcı herhalde cennet ve cehennemi, kendisi için verilen hayatları, kendi adıyla mucizeler gösteren peygamberlerini, kendi ismini geceler boyu ağlayarak çağıranları unutmuş olamaz. Bunu unutkan bir insan bile unutmaz ki; tüm hayatı ve sayıları yaratıp ezberinde her daim şekil veren Yüce Allah asla ve asla unutmaz. Gönülleri yaratan gizemli hisler dolu, keskin gözler yaratan çift çift ve en ufak titreşime duyarlı kulaklar yaratan kendisi yarattıklarından bi haber olamaz. Herşey o’nu sonsuz bilgisine muhtaçtır. Tek bir canlı ondan habersiz ve kendi bilgisinin gücüyle nefes bile alamaz. Öyleyse cehennem dahi mutlaka var ve merhametinin tecellilerinden birisidir. Azap dahi merhametten yaratılmıştır ve adalet ahlakının kılıcıdır.

Cennetin ve cehennemin sonsuzluğu ise şundandır. Herhalde insan sonsuz cehennemi yada sonsuz cenneti hak etmek için sonsuza kadar test edilmelidir ki ancak dengi bir güzellik yada çirkinliğe layık olsun. BU istem bir paradokstur sistem hatasıdır. Sonsuza kadar sınava çekilen hiçbir zaman sınavın gerçek sonucuyla karşılaşamaz. Sınav bitmek zorundadır. Peki cennet sonsuz olmasa idi o zaman da sonu yeniden imtihan yada yok oluşla bitecek hiçbir eğlence mutluluk vermeyecek ve insanlar orada dertler içinde olacaktı. Bu nedenle Allah, dünya zamanını tüm kainatın zamanına ve sonsuzluğa nisbetle; denizden bi damla alır gibi alır. Nasıl bir uzman gölden bir damla alarak gölün su kalitesini bilir, tamamı hakkında bilgi sahibi olur; Allah’ta şu kısacık ömrü çok uzatmadan alır ve o küçücük zaman damlası sonsuzluğa numune olur. Bir müslüman öldüğünde” Ya rAbbi beni sonsuza dek yaşatsan yine müslüman olma niyetindeyim, san ayürekten inanıyorum dese, işte bu dahi sonsuzluğa keffaret olur Allah’ın rahmetiyle.” Bir kafirde son nefesinde “sonsuza dek kalsaydım yine O Allah dediklerine görmezlikden gelecektim” der.Bu da sonsuzluğa bedel olur.

Allah insana öyle büyük bir teklif sunmuştur ki insan hakkıyla idrak etse mutlaka kalbi çatlardı. Bizler bir Sultan’ın ordusundaki komutanlardan biriyle bile görüşürken heyecanlanıyoruz. Sultan nerde? Sultanların Sultanı nerde? Kainatın Sultanı nerde? O ki bizi görüşmeye çağırmıyor. O bizi kısa süren bir sınavın akabinde zatıyla aşka ve derin muhabbete çağırıyor ki bu cennetin en üst makamı. Kendine düşman olanı da dünyada biriktirdiği kötülüklerle başbaşa bırakıp terkediyor.
Share:

Related Posts:

0 yorum:

Yorum Gönder