Dünya hayâtı, yolda giden bir kimsenin, bir ağaç gölgesinde, bir mikdar durup, eğlendikden sonra, tekrar yoluna devâm etmesine benzer. Yani hayâtın mikdârını şöyle ta'rîf edebiliriz, şâirin dediği gibi:
Ana rahmninden çıkdık pazara
Bir kefen aldık döndük mezara
İşte hayât bu kadar kısa. Dikkat edersek, cenâze namâzının ezânı ve kâmeti yokdur. Onun ezânı ve kâmeti, çocuk dünyâya geldiği vakit okunur. Çocuğun sağ kulağına ezân, sol kulağına kâmet okunur ki bunun ma'nâsı şudur. Ezânla kâmetle namâz arasında ne kadar zaman vardır? İşte dünyâ hayâtı da bu kadar kısadır. Çocuk dünyâya geldiğinde, sağ kulağına ezânı okundu, sol kulağına da kâmet edildi, geriye namâzı kalmışdır. Namâzı da musallâda kılınır. İşte hayât bu kadar kısadır. Fakat bu kısa hayâtın ma'nâsı, gâyet de büyükdür.
كُنْ فِى الدُّنْيَا كَأَنَّكَ غَرِيبٌ أَوْ عَابِرُ سَبِيلٍ
Dünyâda gurbetdeki bir garîb gibi ya da gelip geçen bir yolcu gibi ol.
Hadîs-i Şerîf
0 yorum:
Yorum Gönder