NUTK-İ ŞERÎF
ve
ÎZÂHI
Eyâ gâfil aç gözünü bir bak bu dünyâ hâline
Hiç kimse geldi mi bunda düşmedi ecel eline
Ey gaflet uykusunda uyuyan! Uyanıp gözünü aç da dünyânın hâline bir bak. Bu dünyâya gelip de ölümden kurtulan tek bir ferd var mı? Yok. Öyleyse niçin hiç ölmeyecekmiş gibi büyük bir hırsla dünyâya daldın?
Niceleri sultân edüp tahta çıkardı bir zamân
Âhir yere urdu anı irgürmedi visâline
Dünyâ ehlinden niceleri yüksek mevkilere erişdiler, makâm ve rütbe sâhibi oldular, hattâ pâdişâh oldular ama hiç biri emeline nâil olamadı. Çünkü ölüm onları çok sevdikleri dünyâdan ve bitmek tükenmek bilmeyen arzu ve emellerinden ayırdı. Hiçbirinin gücü-kuvveti, askeri-ordusu Azrâil aleyhisselâmın kılıcına mâni' olamadı
Bu dünyâyı benim sanup zinhâr buna verme gönül
Nice senin gibilerin gülüp geçdi sakalına
Bu dünyâ ve içindeki her şey fânîdir. Sahîb olduğunu zannettiğin şeyler de senin değildir. Onları kendinin zannediyorsan çok yanılıyorsun. Niceleri topladıkları malları, sâhib oldukları servetleri, işgâl ettikleri mevkiler, taşıdıkları rütbeleri kendilerinin zannettiler ama ölüm gelip hepsini onların elinden aldı. Hepsi de âhirete elleri boş gittiler.
Bu fenâya aldanmagil ol bekânın kaydın görgil
İşbu geçer dünyâ içün girme halkın vebâline
Gelip geçici olan ve bir hayâlden ibâret olan bu dünyâ hayâtına sakın aldanma! Gideceğin yeri düşün ve orası için hazırlık yap. Bu dünyânın üç kuruşluk menfaatleri için kimsenin hakkını hukûkunu çiğneme!
Gör gör bunun fenâsını çekme zinhâr belâsını
Tîz tîz nice noksân irer bir bak bunun kemâline
Bu dünyânın fânîliğini görmüyor musun? Her şey nasıl da bir bir yok olup gidiyor, doğan ölüyor, yapılan yıkılıyor, toplanan dağılıyor, gençler yaşlanıyor, güzellikler bozuluyor. Bütün bunlardan ders al da dünyâya aldanma.
An şol günü yer dürüle gökler çatlayup yarıla
Mahlûk bir yere derile İsrâfil sûru çalına
Kıyâmet gününü düşün. O gün yer dürülecek, gökler yarılacak, cümle mahlûkât helâk olacakdır. Sonra İsrâfil sûrunu üfürecek ve insanlar mahşer yerine toplanacakdır.
Atan anan kardaşların yâd olup senden ayrıla
Şol etdiğin zulümlerin hep dâdı senden alına
O gün, evlad babadan, baba evladdan, kardeş kardeşden ayrılacak herkes kendi başının derdine düşecekdir. O gün mahkeme-i kübrâ kurulacak ve o mahkemenin hâkimi bizzat Allah olacakdır. O gün mazlûmların hakkı bir bir zâlimlerden alınacakdır. O gün rezîl ve perîşân olmak istemiyorsan, kimseye zulmetme, âh alma!
Şol dünyâya benim diyen atlar binüp harîr giyen
Kara toprak olup yatır kimse bilmez ki hâli ne
Bu dünyâda sâhib olduğu şeyleri kendisine izâfe edip, benim malım, benim mülküm, benim evim, benim arabam, benim oğlum, benim kızım diyerek gururlanan ve pahalı elbiseler giyerek, gösterişli arabalara binerek, kibirle dolaşanlar âkıbet ölüp toprağa gireceklerdir. Bizden evvel gelenler zâten toprak altında yatmakdadır.
'Ârif olan bakdı gördü bunun mekr ü hîlelerin
Bir parmağın da banmadı bunun ağulu balına
Ârifler, dünyânın hîlekâr bir büyücü den farksız olduğunu bilir ve onun hîlelerine kanmaz. Dünyâ nimetlerine gönlünü bağlamaz. Bilir ki o nimet gibi görünen şeyler zehirli bir baldan farksızdır.
Buna gönül verenlerin âhir mağbûnlukdur işi
'Âkil olan aldanmadı bunun yanlış hayâline
Dünyâya gönül verenlerin âkıbeti pişmânlık ve hüsrândır. Aklı olan, bu hayâl dünyâsına aldanmaz.
Eşrefoğlu Rûmî sen de âhir toprak olısarsın
Toprak olmadan toprak ol aldanma anın âline
Kim olursan ol, sonunda öleceksin. Ölmeden evvel öl ki, ölümün acısını tatmayasın, hüsrânda kalmayasın.
Seni yavuz sananlara sen hayır duâlar eyle
Kim kime ne sanır ise âhir geliser yoluna
Seni kötü bilip, kötüleyenlerin de kötülüğünü isteme, onlar için de duâ et. Herkesin iyiliğini iste, herkese iyilik yap ki sen de iyilik bulasın. Kötülük yapan er geç karşılığını bulur.
Eşrefoğlu Rûmî
Kuddise Sırruh
0 yorum:
Yorum Gönder