MÜNÂCÂT
ve
ÎZÂHI
Hatâ ile eğer zenb etse insân
Efendim lutf ile ihsân senindir
Kulun işi sehv ü gaflet ü nisyân
Efendim Sultânım ihsân senindir
İnsân gaflete düşüp hatâ etse, günâh işlese de sen lutf u ihsân sâhibisin, affedersin Allahım. Kulların hep gaflet içindedir, bilerek ya da bilmeyerek hep hatâ ederler, günâh işlerler ama senin rahmetin nihâyetsizdir, onların günâhı denizlerin katresi, kumların tânesi kadar bile olsa affedersin Allahım.
Ente'r-Rahîm ente tağfîru'z-zünûb
Ente'l-Kerîm ente testüru'l-'uyûb
Ente'l-Kâdir ente tuslihu'l-kulûb
Efendim Sultânım ihsân senindir
Sen Rahîm'sin yani sonsuz merhamet sâhibisin, günâhları, hatâları hep affeder, mağfiret edersin. Sen Kerîm'sin yani senin emrine karşı gelen kullarının bile hatâlarını örtersin. Sen Kâdir'sin, günâha batmış, isyâna dalmış, yoldan çıkmış olan kullarının kalblerini dilersen bir anda ıslâh edersin Allahım.
Hudâyâ kıl bize fazlınla rahmet
Bulavuz tâ ki cennet içre cennet
Hüdâyî kuluna eyle 'inâyet
Efendim Sultânım ihsân senindir
Allahım, biz senin lutfunu hak etmesek de, ihsânına lâyık olmasak da senin rahmetine güveniyoruz, Rahmâniyyetine yakışan şekilde bizlere merhamet et. Sen bize rahmet edersen, cennetin yolunu bulmuş oluruz. Bizlere öyle rahmet eyle ki, cennet içindeki cenneti de bulalım yani senin kurbiyyetine nâil olalım. Zîrâ sana yakın olmak demek, cennetin en yüksek derecesine erişmek demekdir. Ne cennete ne de senin kurbiyyetine biz kendi gayretimizle erişemeyiz, bunlara ancak senin ihsânınla erişebiliriz. Allahım, sen ki "ekremü'l-ekremîn"sin, "erhame'r-râhimîn"sin, en büyük ihsân sâhibi sensin, bizleri de kurbiyyetine nâil eyle.
Azîz Mahmûd Hüdâyî
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî
0 yorum:
Yorum Gönder