10 Nisan 2015 Cuma

Osmanlı’nın unuttuğumuz adetleri



    Osmanlı'da Ramazan günlerinde zenginler, hiç tanımadıkları mıntıkalardaki bakkal, manav vb. dükkânlarına girer, onlardan Zimem defterini yani veresiye defterini çıkarmalarını isterdi. Baştan, sondan ve ortadan rastgele sayfaların yekununu yaptırıp, "Silin borçlarını… Allah kabul etsin" der, çeker giderlerdi. Borcu ödenen, borcunu ödeyenin kim olduğunu; borcu sildiren, kimi borçtan kurtardığını bilmezdi.




  Kapıların üstünde iki tokmak olurdu; biri kalın biri ince. Gelen bayansa kapıyı ince tokmakla vururdu. Evin hanımı kapıyı ev haliyle bile açardı. Erkekse kalın tokmakla kapıyı vururdu. Evin hanımı kapıyı ya örtünüp açar ya da bi' mahremi (kocası, oğlu vs.) açardı.


   Kız istemeye geldiğinde damat adayının namaz kılıp kılmadığını anlamak için pantolonunun "diz izine" bakılırdı.


Mahyalar


Ramazan ayına mahsus olan mahyalar (mahya kelimesi) Farsçada aylık manasına gelen “mahiye” kelimesinden gelir. Bir caminin iki minaresi arasına gerilen bir halattan küçük kandiller sarkıtılarak gece karanlığına sözcükler yazmak, günümüze kadar gelen bir Osmanlı sanatıdır. Günümüzde elektrikle yazılan mahyalar, eski zamanlarda son derece karmaşık ve zahmetli bir sanattı. Mahyacılar ramazanın her akşamına ayrı ayrı sözlerle mahya kurmak için gün boyu çalışır; ve iftardan sonra yüzlerce kandillerden oluşan mahya iki saat yanardı.



Sadaka Taşları


Sadaka taşları taş bloklardan oluşan, genellikle cami veya türbe köşelerinde bulunan, ortası çukur, bir buçuk-iki cm yüksekliğinde taşlardı. Bu taşlar Osmanlı’da sosyal dayanışmanın bir parçasıydı ve fakirlerin umut kapısıydı. Fakirler dilenmekten, zengin riya ve gösterişten çekindiği için sadakalarını bu taşlara koyar, fakir de gece vakti gelip ihtiyacı kadarını buradan alıp, geriye kalanını kendisi gibi bir başka fakire bırakırdı.



Osmanlı'da Yüksek Tahsil Kurumları (Sahn-ı Seman)

Fatih Sultan Mehmet Han, Fatih Camii çevresinde "Sahn-ı Seman" dediğimiz (seman:sekiz, sahn:bölüm) İstanbul'un ilk Türk yüksek tahsil kurumunu meydana getirmiştir. Sahn-ı Seman, bugün İstanbul Üniversitesi olarak bilinen yerdir. Eğitim müfredatını çağın en önemli bilim adamı Ali Kuşçu hazırlamıştır.
Sahn-ı Seman, nakli (Kuran, hadis, kelam, fıkıh, tefsir gibi din dersleri) ile akli (fizik, kimya, matematik, astronomi gibi fen dersleri) bilimlerde öğrenci yetiştirirdi.

Süleymaniye Medreseleri inşa edilene kadar, Sahn-ı Seman Osmanlı'nın göz bebeğiydi. Süleymaniye Medreselerinin kurulmasıyla önemi devam etmiştir. Mevcut eğitim sistemimizde Sahn-ı Seman'ın karşılığı lisans eğitimi veren üniversitelerdir. Süleymaniye Medreseleri ise Yüksek Lisans dersleri veren kurum olarak düşünülebilir.


İsim Tesmiyesi (Ad Koyma)


Doğumdan üç gün sonra çocuğa isim takılır. Çocuğun pederi varsa o, eğer büyük pederi veya büyük validesi varsa onlardan biri abdest alıp Besmele ile odaya girer. Lohusanın hal ve hatırını sorduktan sonra kıble tarafına yüzünü çevirir, diz üstü oturur ve çocuk kundaklı olarak kendisine verilir. O da çocuğu Besmele ile dizinin üstüne koyar. Allah’a şükrettikten ve Peygamberimizin ruhuna Salat-ü Selâm okuduktan sonra çocuğu sağ kulağına önce ezan-ı şerif okur, daha sonra takacağı ismi üç kere söyler, sonra da yine çocuğun kulağına üç kere Kelime-i şahâdet telkin eder.Sol kulağına kamet getirilir.Sol kulağına üç defa isim okunur. İsim tesmiyesi böylece son bulduktan sonra lohusa hanıma yüzük, saat, elmas iğne gibi bir hediye verir, odadan çıkar.


Osman Bey'in Rüyası:

Rivayete göre, Osman Gazi'nin dergahta bulunduğu bir gece, rüyasında Şeyh Edebali'nin göğsünden bir ayın çıkıp kendi göğsüne girdiğini ve göğsünden bir büyük ağaç bitip dallarının alemi kapladığını, altından birçok nehirlerin çıkıp insanların bu sulardan geçtiklerini görmüştü. Sabah olup rüyayı anlatınca, Şeyh Edebali rüyayı şöyle tabir etmiştir:
"Sen, Ertuğrul Gazi oğlu Osman, babandan sonra bey olacaksın. Kızım Malhun Hatun ile evleneceksin. Benden çıkıp sana gelen nur budur. Sizin soyunuzdan nice padişahlar gelecek ve nice devletleri bir çatı altında toplayacaklar, Allah nice insanın İslam'a kavuşmasına senin soyunu vesile edecektir."




Share:

0 yorum:

Yorum Gönder